Evet Arkadaşlar Bugün Yine güzel bir içerik ile sizlerleyim :)
Partnerine hürmet gösteren, değer katan ve bayanı kısıtlamanın evvelki jenerasyonların "erkeklik” tasvirine denk geldiğini ayırt etmiş erkekler, "müthişlik” kıvamına yanaştığını düşünürken, partnerinin "sen beni sahiplenmiyorsun” yargılamasıyla karşılaşınca allak bullak oluyor. Tüm ezberleri bozuluyor ve kadının "sahiplenmekle” bütün olarak neyi amaçladığını kavramanın yakınından dahi geçemiyor.
İtiraf etmek gerekirse, erkeklerin işi basit değil. Biz bayanlarda nazın biri bin para bu aralar. Tüm bayanlar sözleşmiş gibi, aynı şikâyet dillerinde. "Beni sahiplenmiyor şekerim” diye, sızlanıp duruyorlar. Erkekler bu şikâyete kırılıyor, alınıyor ama anlam veremiyor gerçeğinde. "Neyi yetersiz yaptım? Az mı alaka gösterdim desem, ama daha geçen hafta sonu tatil kaçamağı yapmıştık, yetmedi mi” sualleri zekalarına üşüşüyor. Nedir bayanların bu sahiplenmek dedikleri, öğrenen beri gelsin.
O kadar da karmaşık değil gerçeğinde
Yeni jenerasyon konutluluklarda, bayanlar serbestlik istiyor. Annesi, teyzesi gibi ezilmek istemiyor. Ne giyeceğine, kiminle nereye gideceğine ve kaçta konuta döneceğine, müdahale ettirtmiyor. Ayakları üzerinde duruyor ya artık bayan, iş yemeklerine, seyahatlerine karışıp, kariyerine mani olacak bir erkeği kabullenmiyor. "Tek taşımı kendim aldım” dillere marş olduktan sonra, "kaça aldın, niçin aldın” teranelerini direnemiyor. Tatiline de gidiyor, içmeye de çıkıyor. Kendisine mani olmayan, konuta tıkmaya çalışmayan erkeğe "çağdaş”, velilik yapmaya çalışanına "geri kafalı” diyor.
Her şey iyi hoş da, yaşam böyle sürüp giderken bir noktada bayan, ilişkide neyin yetersiz olduğuna takılmaya başlıyor. Düşünüyor, düşünüyor ve yetersizi keşfediyor. "Beni sahiplenmiyor”, diyor.
Zira erkek, yaşam dostundan ziyade, konut dostu olmuş. Tüketmeler ortak, koşullar denk. Hayran olduğu eforlu erkeğe sığınma, korunma içgüdüleri yüzeye çıkan bayan, bakıyor ki ne hayranlık var ne de korunma. Bu vaziyetten, öncelikle kadının libidosu yara alıyor. İlişkide istek sönüveriyor. Erkekse afallamış. Ne cinsel yaşamlarının neden balon gibi söndüğünü, ne de kadının sahiplenmek dediğinin ne olduğunu, anlamıyor.
Erkeklerin kavramaması çok basmakalıp zira bayan dahi zekâsında bütün olarak derleyememiş ki bu olguyu. Tasvirlemeye çalışırken bayan dahi zorlanıyor. "Babam annemi sahiplenirdi” diyor mesela. Derine indiğinizde likeni karmaşık. " Babam anneme çekemerdi da. Mesela giyimine çok karışırdı. Mini eteği vazgeç, pantolon dahi giydirtmezdi. Annem her gideceği yer için izin alırdı babamdan. Komşuya dahi habersiz gidemezdi. Annem çok ezdirdi kendini” diye devam ediyor. "Ama babam da annemi çok beğenirdi, sahiplenirdi.”
Kendi ilişkisine baktığında, giyimine karışan, attığı adımın hesabını soran bir erkeği, elbette istemiyor. "Ama sahiplensin” diyor. İyi de nasıl olacak o iş? Bu bir koli mi? Ya sahiplendiğini kısıtlayarak gösterecek, ya hiç mi? Değil elbette. Dinleyin.
Bayanlar, "Erkeğinizin sahiplendiğini nasıl sezersiniz” sualine değişik yanıtlar veriyor;
Bengü, 33 Bankacı;
"Beni sıkıldırmasın elbette ama arada bir çekemediğini sezdirsin istiyorum. Bu bluzu giyme demesin ama arada bir kaşıyla gözüyle yakan açılmış, diye işaret etsin mesela. Ben bileyim ki gözü üzerimde, beni kıskanıyor.”
Yağmur, 27 Satış Temsilcisi;
"İş için yolculuğa çıkıyorum. İstiyorum ki bir arayıp sorsun, sağ salim vardım mı emin olsun. Aramadığında beni usuna dahi getirmiyor, önemsemiyor diye düşünüyorum.”
Nesrin, 36 Konut hanımı;
"Eşim işi dolayısıyla sık sık seyahate çıkar. Her akşam kesinlikle arar ama ilk suali çocuklar nasıl. Onlardan haber almak için beni arıyor gibi geliyor bana. Bir kere de sen nasılsın, günün nasıl geçti diye sorsa. Ya da beni özlediğini söylese”
Yasemin, 42 banka müdiresi;
" Yok, ben artık sahiplensin filan istemiyorum. Eşim kredi kartı ekstrelerimi araştırıp hesap sormayı, telefonumu karıştırıp o kim, bu kim diye denetlemeyi,sahiplenmek sanıyor. Gardiyana değil, ona ait olduğumu sezdirecek bir erkeğe gereksinimim olduğunu kavramadı gitti. Gün içinde bir kere ara, beni düşündüğünü öğreneyim diyorum, o telefonu açıp, kimle yemek yiyorsun, yanında kim var diye soruyor. Bıraktım artık, sahiplenmesin.'
İşin özeti, bayanlar erkeğin kendilerini düşündüğünü, merak ettiğini ve çekemediğini sezmek istiyor. Ama başka erkeklerin bakışlarından huzursuz olup bayanı kısıtlamasın, bayanı varlığıyla korusun, sahiplensin istiyor. Arada bir usumdasın desin, özlediğini sezdirsin ama sıkıldırmasın, yasaklamasın. Oraya gidemezsin demesin, ama seni ben vazgeçerim desin. Bayana özel sezdirsin. İlgilensin, sorsun ama denetlemesin istiyor.
Erkeklere bir soralım……Çok mu karmaşık oldu?
Yeşim Varol
Konutluluk ve İlişki Danışmanı
özel içeriğidir. Uymarım Yararlı Olmuşumdur Beni Takip Etmeyi Unutmayın
Yorumlar
Yorum Gönder