Evet Arkadaşlar Bugün Yine güzel bir içerik ile sizlerleyim :)
Dünyaya gelmelerine taşıtı olduğumuz çocuklarımız ufacık vücutlarına fazla gelecek bir hayli duygu yaşayabiliyor. Duygularını "Ne yaşanmışlığı var ki bu kadar hiddetli, fobi dolu ya da evhamlı?” dedirtecek kadar yoğun yaşayabiliyorlar. Surat ifadeleri, beden dilleri, ağlama krizleri, yemeğe olan tepkileri de duygularını oldukça hoş anlatıyor.
Bebekler hem kendiliklerinden hem de Deoksirübo Nükleik Asitleri yoluyla ebeveynlerinden ve atalarından aldıklarını yansıtırlar. Bu harmana etraftan aldıkları, yaşadıkları, bilinçaltı kayıtları, düşünce biçimleri de ilave edilip duygularla birleşince yavaş yavaş karakterleri oluşmaya başlar.
Bir çocuğun duygudurumunun evhamlı ya da hiddetli olmasının artta görünen ve görünmeyen çok fazla etmen olabilir. Aile içindeki sevgi ve güven akışının sıhhatli olmaması, ebeveynlerin çocuktan yüksek temennileri, ebeveynlerin kendi aralarındaki efor savaşları, aile içinde geleceğe güvensizlik, cemiyetsel süreçlerden yüksek oranda etkilenmek, çocukları yapabileceğinden aşırısı için zorlamak, mükemmeliyetçi yaklaşımlar, çocuğun önemsenmediğini sezmesi, aile ve mektepte her türlü istismar, aileye güvenememek, şiddete maruz kalmak, aşağılanmak, alay edilmek gibi tüm etmenler çocuğun evhamlı bir biçimde geri durmasını ve bağlantısını eksiltmesini sağlayabilirken hiddetli ve saldırgan olmasına da taban hazırlamış olabilir.
Klasik nedir? Klasik derken ortalamadan mı bahsederiz yoksa tek tip olmaktan mı? Çocuğun evhamlı ya da hiddetli olması klasik dışı mı? Klasik derken genellikle mesele çıkarmayan, söyleneni yapan çocuktan bahsederiz. Oysa çocuklar "klasik” tarifinin dışında davranıyorsa bir şeyleri iyileştirmek, daha iyiye doğru ilerletmek içindir.
Herkesin yaşanmışlığı, aileden Deoksirübo Nükleik Asit ile aldığı yaşanmışlıklar ve karakter faktörleri, biriktirdiği, yaşam emeli ve hayat yolu birbirinden değişiktir. Aynı ailede içinde bile çocukların hayatları değişik olabilir. Kardeşlerden birisi keyifli iken değişiği hiddetli olabilir. Aynı tavır biçimi bir çocuğun evhamlı ve utangaç olmasını öteki çocuğun hiddetli ve saldırgan olmasını sağlayabilir. Çocuklarımızın iç dünyaları oldukça değişik ve derindir. "Sen yapamazsın” demek bir çocuğa "Evet, ben yapamam, bu surattan yapmamalıyım” dedirtirken değişiğine "Ben yaparım, sen de izlersin” dedirtebilir.
İşte bütün burada anneler ya kendilerini yargılamaya başlar ya da aile içinde ve etraf tarafından yargılanmaya başlar. Çocuklarına yetemediklerini düşünüp kendi iç dünyalarında daha da kaygılı ve evhamlı olurlar. Anne ve çocuk arasında rahimde kordonla kurulan bağın tüm yaşamda organik bir biçimde devam etme ilkesinden dolayı annenin hisleri çocukta yanıt bulur. Bu kâinatsal bir kaidedir. Başka Bir Deyişle anne kendini kabahatler, evham ve evhamı çoğaldırırsa çocuk yargılanmayı çoğaldıracak, evham ve evhamı besleyecek biçimde davranır.
Anne ne sezerse çocuk onu alır ve o duyguyu besleyecek tavra yönelir. Anne çok keyifli ve rahatsa çocuk da keyfi ve rahatlığı besleyecek biçimde davranır. Annenin duyguları karışıksa çocuk da karışık ifadeler seçer. Aradaki bağ kendini tekerrür eder bir hale bürünür. "Koşma düşersin” tümcesine ve evhamına çocuk yanıt vermek zorundadır. Tıpkı "Sana güveniyorum” inancına yanıt vereceği gibi... Çocuk ile annenin bağı ortaya çıkan tavır ve duygudurum bozukluklarında tek etmen olmamakla beraber güçlü bir efora sahiptir.
Çocuğumuz evhamlı ve hiddetliyse ne yapmalıyız
Evhamlı ve utangaç çocuklarınızı zorlamayın. Onların size, kendisine ve yaşama güvenmesini sağlayın. Bu azıcık zaman alabilir, sabırlı davranın. Evhamlı, utangaç olmalarını, ilişki ve irtibat yeteneklerinin büyümekte olduğunu kabul edin. Artta uyuyan nedeni bulmaya çalışın ve bu arayışın anlamlı olabilmesi, doğru noktaya yönelebilmek için çocuğunuzu tanıyın. Arkada uyuyan nedenleri kavramaya çalışırken yargılama, yargılanma, etiketleme ve yargılardan uzak durun ki reeli daha basit tutun.
Çocuğunuz hiddetli ise onun enerjisini dönüştürebilecek, ona neşe verecek etkinliklerde bulunmasını sağlayın. Hiddetini kabul edin. Anımsayın, yalanladığınız hiçbir şeyi çözemezsiniz. Çözüm istiyorsanız evvel meseleyi kabul edin. Onunla konuşun, konuşturun, içini açmasını sağlayın. Hiddetin hakikatinde ona da fazla olduğunu öğrenil. Onun hayat yolculuğunda bir fener olduğunuzu, yol gösterdiğinizi anımsayın. Kendine bir şeyleri yük edinmiş ve hiddet ile ifade etmeye çalışıyor olabilir, onun yüklerini paylaşın.
Kabahatlilik analığa yakışmaz. Şayet ki şiddet uyguluyor, çocuğunuza hasar veriyorsanız kabahatli sezip aynı eylemleri tekerrür etmek yerine dayanak alın. Her anne yüksek seviyede sevgi dolu olmak zorunda değildir. Kendi içinizdeki yetersizlik duygusunu onarmaya çalışın. Çocuğunuzu yetersizlik, kabahatli analık duyguları ile bu duygulara yanıt verecek eylemlere yönelttiğinizi anımsayın. Kendinize, analığınıza güvenin. Beceriksizlik nerede ise o noktaya odaklanıp çözüm yolunu bulmaya çalışın. Kabahatlilik ve yetersizlik cezaevinden çıkın zira oraya uygun değilsiniz.
Uymarım Yararlı Olmuşumdur Beni Takip Etmeyi Unutmayın
Yorumlar
Yorum Gönder